TTK Bağlamında Şirketlerde Özel Denetim
Anonim şirketlerde pay sahiplerinin bilgi alma ve denetim hakları, kurumsal yönetimin şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri açısından büyük önem taşır. Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), bu amaçla özel denetim kurumunu öngörmüş ve pay sahiplerine belirli olayların aydınlatılması için yargı yoluna başvurma hakkı tanımıştır. TTK m. 438-444 arasında düzenlenen bu kurum, özellikle azınlık pay sahipleri bakımından koruyucu bir nitelik taşır.
2. Özel Denetim İstemi ve Şartları
TTK m. 438’e göre özel denetim istemi için şu koşullar aranır:
- Daha önce bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması,
- İstemin belirli bir olay veya işleme ilişkin olması,
- İstemin, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için zorunlu bulunması.
Bu koşullar gerçekleştiğinde, özel denetim istemi gündeme alınabilir.
3. Genel Kurul Kararı ve Sonuçları
Özel denetim talebi genel kurulun onayına sunulur.
- Kabul kararı halinde mahkeme yalnızca şekli bir inceleme yapar ve denetçi atanır.
- Ret kararı halinde ise azınlık pay sahipleri, ek koşulları ileri sürerek mahkemeye başvurabilir. Bu noktada şirket organlarının kurallara aykırı davrandığı veya şirketi/pay sahiplerini zarara uğrattığı olguların ispatı aranır.
4. Mahkeme Süreci ve Denetçinin Atanması
TTK m. 440 özel denetçi atanmasına ilişkin mahkeme kararlarının kesin olduğunu öngörmektedir. Ancak Yargıtay uygulamasında bu kesinlik kuralı farklı yorumlara konu olmuştur.
🔹 Yargıtay 11. HD, 16.03.2016, E.2015/14065, K.2016/3042: Mahkeme tarafından verilen özel denetçi atanması kararlarının, kanunda açıkça kesin olduğu düzenlendiğinden, istinaf ve temyiz yoluna başvurulamayacağına hükmedilmiştir.
🔹 Yargıtay 11. HD, 27.06.2018, E.2016/1532, K.2018/4562: Özel denetim talebinin reddine ilişkin kararın ise kesinlik kapsamında olmadığı, istinaf yolunun açık olduğu ifade edilmiştir.
Bu içtihatlardan anlaşılacağı üzere, Yargıtay kabul kararlarını kesin sayarken; ret kararlarının istinafa tabi olduğu yönünde görüş geliştirmiştir.
5. Özel Denetçinin Görev ve Yetkileri
Özel denetçi, atanma kararında belirlenen olay ve işlemlerle sınırlı olmak üzere şirketten bilgi ve belge talep edebilir. Ayrıca yönetim organından açıklama isteme yetkisi de bulunmaktadır. Bununla birlikte, özel denetçinin sır saklama yükümlülüğü vardır.
🔹 Yargıtay 11. HD, 15.12.2022, E.2020/6789, K.2022/9821: Özel denetçinin, inceleme yetkisini kararın kapsamıyla sınırlı kullanması gerektiği, aksi halde şirket sırlarının korunması ilkesinin zedeleneceği belirtilmiştir.
6. Raporlama ve Sonuçların İşleme Konulması
Özel denetçi raporu, genel kurulda görüşülür ve pay sahiplerinin incelemesine sunulur. Raporun içeriği, yalnızca inceleme konusu olaylara ilişkin olup, şirket menfaatini zedeleyecek ayrıntılara yer verilemez.
7. Giderlerin Karşılanması
Denetim giderleri esasen şirket tarafından karşılanır. Ancak talebin kötü niyetli olduğunun anlaşılması halinde mahkeme giderleri talep sahiplerine yükleyebilir.
8. Doktrindeki Görüşler
Özel denetim kurumu, Türk Ticaret Kanunu’na 2012 yılında yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun ile daha ayrıntılı biçimde girmiştir. Doktrinde bu kurumun niteliği ve uygulanma alanı konusunda farklı değerlendirmeler yapılmıştır:
- Pulaşlı: Özel denetimi, bilgi alma ve inceleme hakkının tamamlayıcı unsuru olarak görür. Ona göre bu kurum, pay sahiplerine yönetimden bağımsız şekilde olayların aydınlatılmasını sağlayan “olağanüstü bir denetim mekanizmasıdır”.
- Poroy / Tekinalp / Çamoğlu: Kurumun temel işlevinin, azınlık pay sahiplerini korumak olduğunu belirtirler. Ancak aynı zamanda özel denetim isteminin kötüye kullanılması halinde şirketin faaliyetlerinin sekteye uğrayabileceğine dikkat çekerler. Bu nedenle mahkemelerin talepleri titizlikle incelemesi gerektiğini savunurlar.
- Karahan: Özel denetimi, şirket içi demokratik denetim araçlarından biri olarak nitelendirir. Pay sahipliği haklarının korunmasında önemli rol üstlendiğini, fakat uygulamada mahkemelerin “kesinlik” tartışması sebebiyle tereddütler yaşadığını belirtir.
- Bahtiyar: Özel denetim kurumunun, sadece azınlığın değil, şirketin kurumsal yönetim ilkelerine uygun hareket etmesini sağladığını ileri sürer. Kurumun varlık sebebinin “şirket menfaatleri” olduğunun altını çizer.
Doktrindeki bu görüşler, özel denetimin yalnızca azınlığı korumakla sınırlı olmayıp; şirketin şeffaflığını ve sağlıklı işleyişini güvence altına alan önemli bir kurumsal denetim aracı olduğunu göstermektedir.
9. Yargı Kararları Işığında Uygulama
Özel denetim kurumuna ilişkin yargı içtihatları özetle şu noktaları vurgulamaktadır:
- Mahkemece verilen kabul kararları kesin niteliktedir.
- Ret kararları istinafa tabidir.
- Özel denetim hakkı, azınlık pay sahiplerini korumaya yönelik olup, kötüye kullanılmamalıdır.
- Denetçinin yetkileri, atanma kararında belirtilen konularla sınırlıdır.
Bu kararlar, özel denetim kurumunun sınırlarını çizmekle birlikte, uygulamada hâlen farklı yorumlara neden olmaktadır.
10. Sonuç ve Değerlendirme
Özel denetim, pay sahipliği haklarının korunması bakımından önemli bir güvencedir. Ancak mahkeme kararlarının kesinliği konusundaki tartışmalar ve uygulamada yaşanan farklılıklar, kurumun işlerliğini zayıflatmaktadır. Yargıtay’ın istikrarlı kararlar vermesi ve kanun koyucunun belirsizlikleri giderecek düzenlemeler yapması, özel denetim kurumunun etkinliğini artıracaktır.
Av. N. Burak Aytop
Av. S. Ege Gül